17 Ağustos 2014 Pazar

Akıp gider zaman bir su gibi avuçlarının arasından ve biter ömür dediğin...


Huzur


İyiliğin mükafatı iyilik yapabilme sevincidir

Diyelim ki birisine bir iyilik yaptık. Sonraki adım yaptığımız iyiliği tamamen unutmaktır. İyilik, birilerine iyilik olsun diye yapılmaz. iyilik, kendine yakışan olduğu için yapılır. Benim hayat seçimim olduğu için. Yani ben iyilik ve kötülük arasında tercihimi iyilikten yana yaparım. Ve elimden geldiğince de iyilik yolunda yürümeye gayret ederim. demektir.
Ben iyilik yaptım..... o bana bunu yaptı diyorsanız eğer, o vakit bunun adı iyilik olmaz. Bunun adı menfaat olur. Bunun adı çıkar olur. Demek ki ben yaptığım şeyin karşılığında o insandan bir şeyler umuyorum. O zaman bunun neresi iyilik. Bunun adı tastamam menfaat. İyiliğin tek bir amacı vardır. O da Rıza'i ilahi, yani Allahın rızası. O'nun hoşnut olması. Öyleyse insanların sizin iyiliğinize nasıl mukabele ettiğiyle ilgilenmeyiniz. Allah Kur'anda insanı tasvir ederken " Hem size istediğiniz şeylerin hepsinden verdi; öyle ki, Allah'ın nimetini saysanız onu bitiremezsiniz. Gerçekten insan çok zalim, çok nankördür."İbrahim/34
ve bunun gibi daha onlarcası. Eğer siz iyiliği insan için yaparsanız, ondan gördüğünüz nankörlük karşısında umutsuzluğa kapılır ve belkide iyilikten vazgeçersiniz. Yada iyilik yapmaktan soğursunuz. Bırakalım, herkes dilediği yolda yürüsün. bizim yolumuz daima Hakkın rızası doğrultusunda olsun. Allah her birimize hayra vesile kılsın. Şeytan ve nefsin şerrinden muhafaza buyursun...Allah her birimizi hamd eden kullarından eylesin...
Işık'ca

15 Ağustos 2014 Cuma

Kadın

Bir kadın gitmeyi koymuşsa kafasına , buna engel olamazsın .
Sevse de gider .
Aklı sende olsada gider , gönlü sende kalsada gider .
Kaybetmek istemediğin bir kadını , asla incitme ! 
Çünkü ; bunu telafi edemezsin ..
Çünkü; kadın vazgeçtiği kalbe yabancılaşır ..
Bir kadın karşısında ;
" Sıradan bir erkek , beyninde bitmiş bir erkekten daha şanslıdır ...
Nejat İşler 

Gıybet

Birlikte onca zaman geçirmişsindir. Birlikte ne çok şeyi paylaşmışsındır. Adına dostluk demişsindir belkide yaşadığın şeyin. En basitinden arkadaşlık. Sonra bir şey olur ve silinir adın dostluk sayfasından. Gözden de düşersin, gönülden de ve sana söylenen ' affetmem, sen tanıdığım bildiğim gibi değilmişsin! '
Birincisi ben sana kusursuz olduğumu söylemedim. İkincisi, acaba doğru mu anladın, yoksa yanlış mı? Farzet ki doğru, bu yalnızca bir hatadır. Ancak, maksadı aşan bir sözdür. İnsanlarda şöyle bir şey var.Zamanın modası ya hani birilerinin arkasından konuşmak. Sanıyor ki seninde böyle bir huyun var.Hayır hayır!  Benim seninle bir derdim varsa, bin kere yüz bin kere görmezden gelirim. Sabrımın tamamını harcarım da ancak o ara belki sana imalı bir kaç sözle senin bu davranışından olan rahatsızlığımı belirtmeye çalışırım. Gıybet zinadan beterdir buyurmuş  Sevgili Peygamberimiz. Benim en büyük hassasiyetimdir. Çok ama çok dikkat etmeye gayret ederim.Dedikodudan elimden geldiğince uzak durmaya çalışırım.
Yıllar yıllar öncesi, genç kızlık zamanlarım ki o zaman bu konuda çok daha fazla hassasım. Gün içinde bir kadın geldi, kimdi şimdi hatırlamıyorum. Birinden bahsediyor ve ben nasıl olduysa ona sadece ' hı hı ' gibi bir şey söyledim. O gece rüyamda kara çarşaf giyinmiş onlarca kadın geldi. Ellerinde yemyeşil olmuş, neredeyse kurtlanmış etler olan tabaklarla ve bana birisi ' bunu ye! ' dedi. Ben hayretle ' o yenir mi? Ben bunu yiyemem, iğrenç!' dediğimde bana ' neden gündüz yedin ya !' dedi. Uyandığımda midem bulanıyordu ve benim günlerce midem bulandı aklıma her o sahne geldiğinde. Yani bir hıhı dediğinizde bile bu kadar büyük bir vebalin altına giriyorsanız, konuştuğunuzda nasıl olur kim bilir?
Bizler birini evli bir arkadaşımızı başka biriyle elele sarmaş dolaş görsek şaşırır kalırız da dedikodu eden insan nedense hiç bizden tepki almaz. Çünkü bu sıradanlaştırılmış bir günahtır. Herkesin işleye geldiği bir günah. Oysa ' Gıybet zinadan beterdir.' şeklinde bir hadise rağmen. Yani diyeceğim o ki benimle bir derdin olursa benimle konuşarak çözebilirsin. Belkide sadece yanlış anladın yada ben gayri ihtiyari saçma sapan bir söz ettim. Ama bil ki arkadan konuşmak benim sakındığım bir şeydir. Böyle bir huydan Allaha sığınırım...

 Acaba bir de affetmem diyen insanlar düşünürler mi acaba bir insan Allaha karşı bir milyar hata işlerde her dönüşünde Kerim olan Allah ona 'Lebbeyk ' diye cevap verir. Buyur der ona. Kalbimi kırdı diyenler acaba Allahın huzuruna nasıl gider de Ona Tevbe ederler. Tek hatamda beni silen insan, benim bir kusurumla beni siliyorsun ya demek ki değerim ederim gözünde o kadarmış ki bir hamlede adımı silebiliyorsun. Ben böyle bir tutuma sadece ' Eyvallah' derim. Der ve yoluma giderim. beni kaybetmek senin derdin değilse, sen de yoluna var git o halde!!!

7 Ağustos 2014 Perşembe

Evliliği tehdit eden en önemli sebeplerden biri

Günümüzde evlilik dışı ilişkiler ve boşanmalar o kadar çok arttı ki ben bununla ilgili öncelikle insanların evlilik müessesine saygı duymamasını söyleyebilirim. Şimdi siz evliyseniz zaten zaman içerisinde malesef taraflarında vurdumduymazlığı ve cehaleti neticesinde bir şekilde yıpranmış bir ilişki var. Ve yine malesef bu konuda pek çok defa bir taraf kör ve sağırdır. Yani sen o kadar didinir durursun ama karşındaki tam tersi inatla yıkar yaptıklarını. Tam da böyle bir zamanda karşına birileri çıkar. Seni anlıyor, seviyor ve değer veriyor gibi görünür. Oysa bu durumda üçüncü şahsın bu kadar da cesur olmaması ve karşısındaki insanın evli olduğunu gözden kaçırmaması gerekir. Yani muhatabın zaten yaralıysa sende yarasına tuz basmazsın yada yarasını derinleştirmezsin. Mesafeni korursun. Adama evliyim ben diyorsun sana verdiği cevap ' olsun ben zaten benimle evlen demiyorum ki gezelim' diyor. Sense zaten tam bir av konumundasın. Bu erkek içinde kadın içinde geçerli. Mesela ben derim ki karşınızdaki insanın karısı/ kocası tarafından eziliyor hırpalanıyor olduğunda bile siz elinizde çiçeklerle, dilinizde şekerle elinizde balla o insana yaklaşmayın. 'Ah seni anlıyorum, nasılda kıymetini bilememiş, senin gibisini ben görmedim ' derseniz onun kafasını iyice bulandırırsınız. Bırakın o insan bunu evinde çözsün. Boşanacağı varsa boşansın sonra seviyorsanız ve seviyorsa birlikte olun ama evli biriyle ilişkiye girmeyin. Daha da ileri gidip şunu söyleyebilirim "haddinizi bilin" insanların hayatına maydanoz olmayın. Kimsenin buna ihtiyacı yok.

5 Ağustos 2014 Salı

İzmir ve çocukluğum...


Siklamenleri ve laleleri ben ilk dağlarda gördüm. İlk defa dağlardan toplayıp da közde pişirdiğimiz mantarların hala tadı damağımdadır. Kuşkonmazları toplar ve külde pişirip yerdik. O tadı hala özlerim. Fıstık çamlarından dökülen kozalakları toplar, içinden fıstık çıkarır yerdik. Yılan balığı yakalamak ayrı bir eğlencedir. Dizlerine kadar çekersin paçalarını suya girer eğilir ve hiç kıpırdamadan beklersin. Ayaklarının arasında bir bulanma olduğunda direk daldırırsın elini suya bazen yakalamak mümkün olur ama çoğunlukla ellerinden kayıp gider. Fakat eğlencesine doyulmaz. Yere düşen mandalinayı yemezdik biz, illede dalından koparırdık. Hala benim en sevdiğim meyve mandalinadır ve nar tabi ki. Eh birde incir. Esmer tenliyim ya o zamanlar beyaz tenli olmayı çok istiyorum. Dayım dalga geçiyor. "Seni doğduğunda kazanın altına sürdük ondan böyle kara oldun sen" Allahım inanıyorum bende nasıl ağlıyorum. "Neden yaptınız bunu böyle nedeeennn ben beyaz olmak istiyordum. Sizin yüzünüzden kara oldum bennnn" :))
Şimdi ise çok seviyorum ten rengimi millet güneşin alnına yatıyor o ten rengi için. Solaryumlara giriyor. ben doğuştan kara :) Her yaz denizin tadını doya doya çıkarırım. Yanmak telaşım hiç olmaz. Daha tatil başlarken yanmışım 1- 0 öndeyim. Ama sonlara doğru güneşten korunuyorum artık, yoksa zenci mi bu diyecekler? :)

Sımsıkı tutunmak yok ama sevgi onların ayaklarına bağ olmamalı. Ya da kanatlarını kırmamalı. Özgür olmalı seçimlerinde ve yolu daima açık olmalı. Bağlı ama bağımlı değil ilişkilerde.Hem sen hem de sevdiğin özgür olmalı.


3 Ağustos 2014 Pazar

Yokluğunda üşür yüreğim ellerim

yokluğunda üşür yüreğim, ellerim bilmez misin? Çağırsam seni çığlık çığlığa, duymaz mısın sesimi, feryadımı? Gelmez misin sevgili, gelmez misin?

Farid Farjad - Anroozha 5- gelincigin hüznü.mpg


Bir yaban çiçeğiyim ben! Ürkek, nazlı ve kırılgan. Dokunulmaya gelmem, incecik narin bir çiçek gibiyim ya hani, incitmeden sevecek birini beklerim. Var mı öylesi bilemem ama bu benim yaratılışım. Bazen deli rüzgarlar önünde sağa sola savrulduğu halde ayakta kalabilecek kadar güçlü ve yorgunum yıllarca savaşmaktan. Ya benim olmak için gel ya çok uzağımda kal. Sadece sevmek için ve nazikçe yanımda olmak ve beni koruyup kollamak ve hüznüme merhem olmak için gel...